ويكيبيديا

    "شخص" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • biri
        
    • adam
        
    • kimse
        
    • birisini
        
    • birinden
        
    • herkesi
        
    • insan
        
    • kişi
        
    • insanın
        
    • birisi
        
    • herkes
        
    • birinin
        
    • kişinin
        
    • kişiyi
        
    • birini
        
    ve bu yarış Web'de iş yapmak istediğiniz herhangi biri suçlu olduklarını öğrendiğiniz zaman nasıl iş yaparsınız, nasıl güvenirsiniz, TED و هذا التحدي هو: كيف تتاجر، كيف تثق في شخص على الانترنت تريد أن تتاجر معه عندما تعلم أنه مجرم؟
    Hatta geçenlerde, birkaç hafta önce biri daha ölmüştü, değil mi? TED يوجد هناك مؤخراً شخص ما,لم يكن هناك, فقط كبل عدة اسابيع
    Hatta, yatakta yatarken bir gece içinde bile bir kişi için yoğun bağlılık duygusundan başka biri için aşka kayabilirsiniz. TED في الواقع، يمكنك الإستلقاء على الفراش في الليل وتتبادل مشاعر عميقة للتعلق مع شخص لمشاعر عميقة للحب الرومانسي لشخص آخر.
    1993 yılında Seattle’daki konferansta bir masa vardı ve Marc Andreessen adındaki bir adam WWW için yazdığı küçük browserini tanıtıyordu. TED في 1993، كان هناك طاولة في نفس المؤتمر في سياتل، وكان هناك شخص يُدعى مارك أندريسن قام بعرض متصفحه الصغير للويب
    "Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. TED وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد
    Şu ana kadar kendisine ihtiyaç duyan biri tarafından heyecanlananlar gördüm. TED لم أرى بعد شخص ما يحركه بشدة شخص ما يحتاج إليه.
    Goliath o dönemdeki akranlarından çok daha uzundu ve genellikle biri normalden o kadar uzak olduğunda, onun bir açıklaması olur. TED فرأس وكتفىَ جالوت أعلى من أقرانه في ذلك العصر، وغالبا عندما يكون هناك شخص فوق العادة لهذه الدرجة، هناك تفسير لذلك.
    Sean Hannity şimdiye kadar tanıştığım en tatlı adamlardan biri. TED شون هانيتي شخص من الأشخاص الرائعين الذين قابلتهم على الأطلاق
    Sen mi yemek istiyorsun? Başka biri mi yemek istiyor? TED هل تريدي أن تأكلي؟ أهناك شخص آخر يريد أن يأكل؟
    Sonra katılımcılar, varsayımsal biri hakkında bir hikaye okudu ve kişiliğini değerlendirmeleri istendi. TED ولاحقا، قام المشاركون بقراءة قصة حول شخص مفترض، وطُلب منهم أن يقيموا شخصيته.
    Tek bir kişi gerçek nihai aktörlerden biri değil ...semt benliğinin yanında. TED في الواقع لا يوجد شخص واحد يمثل البطولة الكاملة خلف الشخصية والبناء.
    Bu, herhangi biri için kafaya yatacak bir rakam değil. TED وهو رقم غير منطقي من الناحية العملية بالنسبة لأي شخص.
    Şu anlardan biri gibidir, biri ''Bu şarkıyı kim yazmıştı?'' TED لذا,يمكن القول أتها كأن يقول شخص, من أدى هذه الأغنية؟
    Bu toplantılar ebeveynlerimden biri tarafından kolaylaştırıldı ve bir not tutucumuz bile vardı. TED تلك اللقاءات كانت تدار بواسطة أحد والدينا، كان لدينا شخص لأخذ الملاحظات حتى.
    Berbat bir aşçı olduğumdan sadece çocuklara pizza getiren biri olduğunda hayli rahatlıyorum. TED وكوني طباخاً سيئاً، أشعر بالراحة عندما يكون الطارق مجرد شخص معه بيتزا للأطفال.
    Senin aslında olmadığın biri olduğunu düşünse bile sohbeti devam ettirmeye çalış. TED حاول أن تجعل المحادثة مستمرة، حتى لو ظنَّت أنك شخص ليس أنت.
    Bana göre bu yolculuk Doug Dietz'e benziyor. Doug Dietz teknik bir adam. TED بالنسبة لي، تبدو تلك الرحلة مثل دوغ ديتز. دوغ ديتز هو شخص تقنيّ.
    Benim eğitildiğim gibi bir sistemi alın, ve hata yapması muhtemel sağlık personelini onun dışına atın, geriye hiç kimse kalmaz. TED لذلك لو اخذت النظام, بالطريقة التي دُرّستُ بها, و تخلصت من كل من يقوم باخطاء طبية, حينها لن يبقى اي شخص.
    Çok hoş bir genç gibi görünüyordu, bu Bay Halloway.birisini mi öldürmüş? Open Subtitles بدا شابّا لطيف جدا، ذلك السّيد هالواي. هل قتل هو شخص ما؟
    herkes, kendi evime yerleşince, birinden evlilik teklifi alacağımı söylüyordu. Open Subtitles يقولون عندما تحصل على مكان الخاصة بك، وسوف شخص يقترح.
    Bu herkesi etkiliyor, çünkü bir milyar insanın cebinde bunlardan bir tane var. TED كما أنها تؤثر علينا جميعًا، لأن مليار شخص لديهم جهاز كهذا في جيوبهم.
    Ama burda 300 hasta, 20 operasyon ve yönetilecek 90.000 insan var. TED تقابلين 300 مريضاً، وتقومين ب 20 جراحة وعليك إدارة 90 ألف شخص.
    Bu da kişi başı ortalama 200 tişörtün kendini çöpte bulması demek. TED وهذا يعادل 200 قميص تقريباً لكل شخص ينتهي بها الحال في القمامة.
    Bu, bağlama göre mevcut deniz seviyesi ve bu da 4 milyondan fazla insanın yerinden olmaya karşı savunmasız kaldığı deniz deviyesi. TED للإيضاح، هذا هو المستوى الحالي للبحر، وهذا هو مستوى البحر الذي إذا تجاوزناه فإن أكثر من 4 ملايين شخص قد يضطرون للنزوح.
    Hiç birisi esnedi diye sizin de esnediğiniz oldu mu? TED هل سبق لك وان تثاءبت لأن شخص آخر تثاءب ؟
    Nedenini biliyoruz, değil mi? Çünkü herkes büyük olanı ister. TED ونعرف لماذا, صحيح؟ لان كل شخص يريد ان يقتني الاكبر
    Sadece dört yıl sonra hayalinizi gerçekteştirebileceğini bildiğiniz birinin yönetim kurulu toplantı odasının önünde oturmanın nasıl bir his olduğunu bir hayal edin. TED لذا تخيل كيف كان شعوري بعد أربع سنوات عند جلوسك في مجلس الادارة أمام شخص كنت أعلم أنه يستطيع أن يجعل حُلمي حقيقةً
    GF: Louisville Oteli bir kişinin hayatının yoluna girmesine dair tüm sistem üzerine düşünmek adına çok iyi bir örnek. TED جي إف: فندق لويسفيل مثال رائع عن كيفية التفكير في النظام بأكمله الحصول على شخص مرة أخرى على المسار الصحيح.
    5.000 kişiyi beslemek ilk 2009 yılında başlattığım bir etkinlikti. TED إطعام 5.000 شخص هو حدث نظمته أول مرة عام 2009.
    Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak hayatı boyunca özgür birine kıyasla sizi çok daha büyük oranda suç işlemeye itiyor. TED أوضحت الأبحاث أن احتجاز شخص ما في السجن. يجعلك أكثر عرضة بكثير لارتكاب جريمة بعد خروجك، مما لو كنت حرًا طوال الوقت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد